Van'ın en önemli ve kronikleşmiş sorunlarından biri olan trafik, sürücülerde tahammülsüzlük seviyelerini artırarak öfke patlamalarına yol açıyor. Uzman Psikolog Hüseyin Erol, trafikteki öfkenin altında yatan nedenleri ve bu stresle nasıl başa çıkılacağını Yeni Doğu Gazetesi’ne anlattı. İşte ayrıntılar…


Van'da içinden çıkılmaz hale gelen trafik keşmekeşi, sürücüleri adeta çileden çıkarıyor. Dakikalarca trafikte bekleyen sürücüler, isyan ediyor. Kentteki trafik sorunu yıllardır dile getirilmesine rağmen, bu soruna bir çözüm bulunamaması tepkilere yol açıyor. Artan trafik sorunu Van’da bir dizi sorunları da beraberinde getiriyor. Van, her geçen gün artan trafik sorunuyla mücadele ederken, uzmanlar sürücülerin yaşadığı öfke patlamalarına dikkat çekiyor. Trafikte aksamaların ve saatlerce süren kilitlenmelerin sürücülerde yarattığı stres, öfke, kaygı ve can sıkıntısı gibi psikolojik durumlar, uzmanlar tarafından ciddi bir endişe kaynağı olarak değerlendiriliyor. Uzman Psikolog Hüseyin Erol, sürücülerin yoğun bir günün ardından trafikte geçirdikleri süre içinde öfke patlaması yaşadıklarına dikkat çekiyor. Artan stresin, trafikte kavgaların ve sürtüşmelerin sıkça meydana geldiği vurgulanıyor.

“PSİKOLOJİK SAĞLIĞI ETKİLİYOR”

Uzman Psikolog Hüseyin Erol, trafikte sürücülerin daha sakin davranması gerektiğine vurgu yaparak, bu tür durumların psikolojik sağlığı olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor. Özellikle trafikte geçirilen zamanın, kişisel gelişim ve huzur için önemli olduğunu dile getiriyor. Uzmanlar, sürücülere trafikte daha anlayışlı, sabırlı ve saygılı olmaları çağrısında bulunuyor. Trafikteki stresi azaltmak için müzik dinleme, meditasyon veya derin nefes almak gibi yöntemlere başvurmanın faydalı olabileceği üzerinde duruluyor. Ayrıca, trafik kurallarına uymak ve diğer sürücülerle uyum içinde olmanın, trafiği daha güvenli ve huzurlu bir yer haline getirebileceği vurgulanıyor.

ÖFKE NASIL KONTROL ALTINA ALINIR?

Uzman Psikolog Hüseyin Erol, trafikte yaşanan öfke anlarında sürücülere yönelik "3 Basamak Kuralı" önerisinde bulundu. Erol, bu kuralla öfkenin kontrol altına alınabileceğini ve olası sorunların önüne geçilebileceğini belirtti. Erol'a göre, öfkeli bir kişi, trafik lambalarını kırmızı, sarı ve yeşil ışık olarak algılamalı ve bu süreçte üç basamak kuralını uygulamalı. Erol, “Hayal ettiği trafik lambasında kırmızı ışığı ‘dur, hemen tepki verme’, sarı ışığı ‘düşün’, yeşil ışığı ise ‘karar ver, öyle eyleme geç’ şeklinde algılamalı. Yani düşünülmesi gereken, arabadan inip karşı tarafa öfkeyle tepki vermenin, güzellikle uyarmanın ya da hiçbir tepki vermeden yoluna devam etmenin sonuçlarının neler olabileceğidir “dedi. Uygulanmayan durumlarda ise Erol, “Araçtan kesinlikle çıkılmamalı. Araç, müsait bir yere çekilerek nefes egzersizi yapılabilir, su içilebilir ya da sakinleştirici bir müzik açılabilir. Yeniden yola çıkmak için sakinleşmek beklenmeli. Çünkü o esnada olmasa bile öfkeyle yola devam edilmesinin muhtemel bir kazaya ya da kavgaya sebebiyet verebilir” ifadelerini kullandı.

“TAHAMMÜLSÜZLÜK ARTIYOR”

İnsanlar günlük yaşamlarında stresle karşı karşıya kaldığını belirten Erol, “ Yapılan bir araştırmaya göre günlük hayatında haksızlığa uğradığını, ciddiye alınmadığını ya da sürekli eleştirildiğini düşünen kişilerin trafikte daha çok sinirlendiği ve öfkelendiği tespit edilmiştir. Bu düşünceler kişilerdeki tolerans seviyesini düşürerek tahammülsüzlüğü artırıyor. Trafikte görülen sinyal vermeme, hız yapma, sollama gibi eylemlerin birey tarafından kişiselleştirilmesi yani kendisine yapılan bir haksızlık, saygısızlık olarak algılanması öfke duygusunu artırıyor” diye konuştu.

“ÖFKE ÖN SİNYAL VERİYOR”

Sinirlenince öfkenin ön sinyaller verdiğini belirten Erol, “Sinirlenince nabız hızlanmaya başlıyor. Vücut ısısı artıyor ve gerilim yaşanıyor. Bu gerilimden kaynaklı baş ağrıları yaşanıyor. Kişi bunları fark ettiğinde önlem alması daha da kolaylaşıyor. Kişinin yavaş ve derin bir nefes almaya başlaması gerekiyor. İçinden birden 10’a kadar yavaş yavaş saydığında nabız hızı yavaşlayacaktır. Yükselen öfkenin düştüğünü fark edecektir. Trafikteki bekleme durumu, kapalı alanda kalmak ve bir yerden bir yere amaçlanan saatte varamamak kişiyi tedirgin ediyor ve stres altında bırakıyor. Böyle öfkeli bir kişiyle karşılaşıldığında öfkeyle tetiklenmemeli. Bu gibi durumlarda nezaket korunabilir. Olabildiğince göz temasından kaçınılmalı.” dedi.

Muhabir: Adil Harmancı